124 Kayıt Bulundu.
(Bize) Abdurrezzak, ona Ma'mer ona da ez-Zührî şöyle demiştir: Kasten, kısmi kasıt, itiraf ve anlaşma durumunda (maktulün) diyetini ödemekle yükümlü olanlar sorumlu tutulmazlar. Mal konusunda sorumluluk katilin kendisine aittir, fakat ona akile (diyeti ödeyecek kimseler) tayin edilebilir ve onlar katile yardımcı olurlar. Nitekim bize ulaştığı üzere Rasulullah (sav) Kureyş ve Ensar arasında yaptığı yazılı sözleşmede "Eğer müminler arasında fidye veya diyet vermesi gereken biri varsa, (Müminler) onu yalnız bırakmayıp uygun bir şekilde desteklerler" buyurmuştur.
Bize Ahmed b. Osman b. Hakîm, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf b. Ebu İshak, ona babası, ona Ebu İshak ona da Berâ (ra) şöyle söyledi: Hz. Peygamber (sav) umre yapmak istediğinde Mekke'ye girmek için Mekkelilerden izin istemek üzere elçi gönderdi. Mekkeliler, Hz. Peygamber'e (sav) (gelecek yıl) Mekke'de ancak üç gece kalabileceğini, Mekke'ye sadece silahları kınları içinde girebileceğini ve Mekkelilerden hiçbir kimseyi davet etmemesini şart koştular. Ravi dedi ki; Bu şartları aralarından Ali b. Ebu Talib yazmaya başladı ve 'Bunlar, Allah'ın Rasulü Muhammed'in üzerinde anlaşmaya vardığı şartlardır' yazdı. Mekkeliler de şöyle cevap verdi: Biz senin Allah'ın Rasulü olduğunu kabul etmiş olsaydık, seni engellemez ve sana mutlaka biat ederdik. Dolayısıyla 'Bu, Abdullah oğlu Muhammed'in üzerinde anlaşmaya vardığı şartlardır' şeklinde yaz, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Allah yemin ederim ki! Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve yine Allah'a yemin ederim ki! Ben Allah'ın Resulüyüm" buyurdu. Ravi dedi ki; Resulullah'ın (sav) bizzat kendisi yazmıyordu ve Ali'ye "Rasulullah lafzını sil" buyurdu. Ali, 'Vallahi ben Rasulullah lafzını asla silmem', dedi. Hz. Peygamber (sav) de "Öyleyse o lafzı bana göster" buyurdu. Ali, Hz. Peygamber'e (sav) o lafzı gösterdi ve Hz. Peygamber de kendi eliyle Rasulullah lafzını sildi. (Ertesi yıl) Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye girip şart koştukları üç gün (ikamet süresi) geçince, Mekkeliler Ali'ye gelerek 'Arkadaşına söyle de hemen Mekke'den ayrılsın!' dediler. Ali de bunu Rasulullah'a (sav) iletince, Hz. Peygamber, "Tamam, ayrılacağım" buyurdu, sonra da (Mekke'den) ayrıldı.