185 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer; (T) Bize Hasan el-Hulvânî ve Abd b. Humeyd, onlara Yakub -İbn İbrahim b. Sa'd- ona, babası, ona Salih, o ikisine benzer bir metni bu isnadla ez-Zührî şöyle nakletmiştir: "Ebu Talib'in ölüm vakti yaklaştığında, Rasulullah (sav) onun yanına geldi ve başında Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebu Ümeyye b. Muğîre'yi buldu. Rasulullah (sav) 'Amcacığım! Allah'tan başka ilah yoktur de, ben de söylediğin bu kelime ile Allah katında senin için şahitlik edeyim' buyurdu. Bunun üzerine Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebu Ümeyye b. Muğîre 'Ey Ebu Talib! Abdulmuttalib'in dininden yüz mü çevireceksin yoksa?' dediler. Rasulullah (sav) ona ısrarla kelime-i tevhidi teklif etmeye ve o kelimeyi tekrarlamaya devam etti. Nihayet Ebu Talib orda bulunanlara son söz olarak 'O, Abdulmuttalib'in dini üzeredir' cümlesini söyledi ve Allah'tan başka ilah yoktur demeyi reddetti. Buna rağmen Rasulullah (sav) amcasına 'Allah'a (cc) yemin olsun ki bana yasaklanmadığı sürece, senin için istiğfar edeceğim' dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ (Peygamber'in ve iman edenlerin, cehennem ehli oldukları ortaya çıktıktan sonra yakınları bile olsalar, müşrikler için istiğfarda bulunmaya hakları yoktur) (Tevbe, 9/113) ayetini indirdi. Aynı zamanda Allah Teâlâ, Ebu Talib hakkında da Rasulullah'a hitaben (Sen istediğin kişiyi hidayete erdiremezsin. Bilakis Allah dilediğini hidayete ulaştırır ve o hidayete erecek olan kimseleri en iyi bilendir) (Kasas, 28/56) ayetini indirdi." [Şu var ki Salih rivayeti, Allah Teala onun hakkında ayet indirdi lafzı ile tamamlanmaktadır ve o iki ayet zikredilmemiştir. Ayrıca onun hadisinde 'O ikisi de aynı sözlerini tekrarlıyorlardı' lafzı bulunmaktadır. Ma'mer hadisinde ise bu ifadeler yerine 'O ikisi sürekli aynı şeyleri söylüyorlardı' lafzı yer almaktadır.]
Bize Muhammed Müsennâ ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi: "Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. Şu'be Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu da aktarmıştır: Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. O halde, ensar ve muhacire (cennet nimetlerini) ikram eyle."
Bize Yahya b. Yahya ve Şeyban b. Ferruh, onlara Abdulvâris, ona Ebu Teyyah’ın anlattığına göre Enes b. Malik şöyle demiştir: "Ashab, Rasulullah (sav) yanlarında iken kaside okuyor, şöyle diyorlardı: Ey Allah'ım! Ahiret hayrından başka hayır yoktur. O halde Sen Ensar ve Muhacir'e yardım eyle." [Şeyban rivayetinde 'yardım eyle' lafzı yerine 'mağfiret eyle' ifadesi yer almaktadır.]