27 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya ve Abdüla'lâ b. Hammad, o ikisine Malik, ona İbn Şihab, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Yiğitlik, güreşte pehlivanlıkla değildir. Asıl yiğit kişi öfkelendiğinde kendini tutabilendir."
Bize Hâcib b. el-Velid, ona Muhammed b. Harb, ona Zübeydi, ona ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Yiğitlik güreşte pehlivanlıkla değildir." (Bunun üzerine) Öyleyse yiğitlik ne iledir ya Rasulullah diye sordular. "Öfkelendiği zaman kendini tutan kişi (hakiki) yiğittir" buyurdu.
Bize Yahya b. Yahya ve Abdüla'lâ b. Hammâd, o ikisine kıraat yoluyla Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. el-Müseyyeb, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Yiğitlik, güreşte değildir. Asıl yiğit kişi öfkelendiğinde kendini tutabilendir."
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umâre), ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) otururken bir Yahudi geldi ve “Ey Ebu Kasım, Sahabilerinden bir adam yüzüme vurdu” diye şikâyet etti. Rasulullah "Kim vurdu?" diye sordu. Yahudi “Ensâr'dan bir adam” dedi. Rasulullah (sav) "onu çağırın!" buyurdu. (Adam gelince) Hz. Peygamber (sav) "sen bu Yahudi'yi dövdün mü?" diye sordu. O adam da “Bu adamın çarşıda 'Musa'yı bütün beşeriyet Üzerine süzüp seçen Allah'a yemin ederim ki' diye yemin ettiğini duydum. Ben de 'ey habis! Muhammed üzerine de mi (tercih etti)' dedim. O sırada beni ani bir öfke tuttu ve yüzüne vurdum” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Peygamberler arasında birini diğerine hayırlı tutarak tercih yapmayınız. Çünkü kıyamet günü insanlar (o günün şiddetinden) bayılır. Toprağı (kabri) ilk açılacak kişi ben olurum. O anda Arş'ın direklerinden bir direğe tutunmuş olan Musa ile karşılaşırım. Bilemiyorum, acaba Musa da bayılanlar içinde miydi, yoksa ilk bayılma ile mi hesaba çekildi" buyurdu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Ömer'in kızı Hafsa, Bedire katılan sahabilerden biri olan ve Medine'de vefat eden eşi Huneys b. Huzâfe es-Sehmî'den dul kaldığı zaman Ömer b. Hattâb şöyle der: Ben Osman b. Affân'a varıp Hafsa'yı ona teklif ettim ve “istersen sana Ömer'in kızı Hafsa'yı nikahlayayım” dedim. Osman “ben bu işi bir düşüneyim” dedi. Birkaç gece bekledikten sonra Osman bana “şu an itibarıyla evlenmemek düşüncesindeyim” dedi. Ömer der ki: Sonra Ebu Bekir'e varıp ona da “istersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikâhlayayım” dedim. Ebu Bekir sustu ve bana hiçbir cevap vermedi. Ben de ona, Osman'a öfkelendiğimden daha fazla öfkelendim. Birkaç gece bekledim. Sonra Hafsa'yı Rasulullah (sav) istedi. Ben de Hafsa'yı Rasulullah'a nikâhladım. Bu arada Ebu Bekir bana geldi ve “Hafsa'yı bana teklif ettiğinde sana bir cevap vermediğim zaman belki sen bana darılmışsındır?” dedi. Ben de “evet” dedim. Bunun üzerine Bunun üzerine Ebu Bekir “senin teklifine olumlu cevap vermekten alıkoyan şey, ben Rasulullah'ın (sav) Hafsa'yı almak istediğini dillendirdiğini iyi bilmem ve Rasulullah'ın sırrını açığa vurmak istemememdi. Şayet Rasulullah (sav), Hafsa'yı bıraksaydı, onu ben kabul ederdim” dedi.