وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ لَمَّا تَزَوَّجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم زَيْنَبَ أَهْدَتْ لَهُ أُمُّ سُلَيْمٍ حَيْسًا فِى تَوْرٍ مِنْ حِجَارَةٍ فَقَالَ أَنَسٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "اذْهَبْ فَادْعُ لِى مَنْ لَقِيتَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ" فَدَعَوْتُ لَهُ مَنْ لَقِيتُ فَجَعَلُوا يَدْخُلُونَ عَلَيْهِ فَيَأْكُلُونَ وَيَخْرُجُونَ وَوَضَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ عَلَى الطَّعَامِ فَدَعَا فِيهِ وَقَالَ فِيهِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَقُولَ وَلَمْ أَدَعْ أَحَدًا لَقِيتُهُ إِلاَّ دَعَوْتُهُ فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا وَخَرَجُوا وَبَقِىَ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ فَأَطَالُوا عَلَيْهِ الْحَدِيثَ فَجَعَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَسْتَحْيِى مِنْهُمْ أَنْ يَقُولَ لَهُمْ شَيْئًا فَخَرَجَ وَتَرَكَهُمْ فِى الْبَيْتِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "ياأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَدْخُلُوا بُيُوتَ النَّبِىِّ إِلاَّ أَنْ يُؤْذَنَ لَكُمْ إِلَى طَعَامٍ غَيْرَ نَاظِرِينَ إِنَاهُ" "قَالَ قَتَادَةُ غَيْرَ مُتَحَيِّنِينَ طَعَامًا وَلَكِنْ إِذَا دُعِيتُمْ فَادْخُلُوا حَتَّى بَلَغَ "ذَلِكُمْ أَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ"
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî), ona Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid el-Ezdî), ona Ebu Osman (Ca'd b. Dinar el-Yeşkürî), ona da Enes b. Malik (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), Zeyneb'le (bt. Cahş) evlenince Ümmü Süleym taştan mamul bir kap içerisinde hurma, süzme peynir ve yağla yapılan bir yemek getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Enes'e; "git, Müslümanlardan karşılaştıklarını (düğün yemeğime) davet et" dedi. Ben de karşılaştığım kişileri davet ettim. Davetliler Hz. Peygamber'in huzuruna girmeye ve yemek yiyip çıkmaya başladılar. Hz. Peygamber (sav) elini yemeğin üzerine koydu, dua etti. Duada Allah ne murat ettiyse onları söyledi. Karşılaştığım herkesi davet etmiştim. Davetlilerin hepsi de doyuncaya kadar yediler. Ardından çıkıp gittiler. Ancak bir grup kalmaya devam ederek Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda sohbeti uzattı. Hz. Peygamber (sav), kendilerine bir şey demekten çekindi. O nedenle onları evde bırakarak dışarı çıktı. Bunun üzerine Allah (ac); "ey iman edenler! Peygamberin evine size yemek için izin verilmediği vakit asla girmeyin, fakat çağrıldığınızda -erkenden gidip yemeğe hazırlanmasını beklemeksizin- girin, yemeğinizi yiyince hemen dağılın, söze dalıp oturmayın; bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez" (Ahzab, 33/53) ayetini indirdi.
Katade, ayette geçen ‘غَيْرَ نَظِرِينَ إِنَاهُ’ ifadesi ile ilgili olarak yemeğin vaktini kollayarak öncesinden gitmeyin. Davet edildiğiniz vakit de gidin açıklamasını yapmış ve ayeti, "bu sayede sizin gönülleriniz de onların gönülleri de daha temiz kalır" kısmına kadar okumuştur.
Açıklama: ‘Ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin. Fakat davet edildiğiniz zaman (elbette) girin. Yemeği yiyince de dağılın; konuşma arzusuyla sohbete dalmayın. Kuşkusuz böyle yapmanız Peygamber’e sıkıntı vermekte ancak o, bunun söyleme konusunda sizden utanmaktadır. Oysa Allah hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de onların gönülleri de daha temiz kalır. Bundan sonra ne Allah'ın Rasulünü üzmeniz ve ne de O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük bir günahtır.’ (Ahzab, 33/53)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17673, M003508
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ لَمَّا تَزَوَّجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم زَيْنَبَ أَهْدَتْ لَهُ أُمُّ سُلَيْمٍ حَيْسًا فِى تَوْرٍ مِنْ حِجَارَةٍ فَقَالَ أَنَسٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "اذْهَبْ فَادْعُ لِى مَنْ لَقِيتَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ" فَدَعَوْتُ لَهُ مَنْ لَقِيتُ فَجَعَلُوا يَدْخُلُونَ عَلَيْهِ فَيَأْكُلُونَ وَيَخْرُجُونَ وَوَضَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ عَلَى الطَّعَامِ فَدَعَا فِيهِ وَقَالَ فِيهِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَقُولَ وَلَمْ أَدَعْ أَحَدًا لَقِيتُهُ إِلاَّ دَعَوْتُهُ فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا وَخَرَجُوا وَبَقِىَ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ فَأَطَالُوا عَلَيْهِ الْحَدِيثَ فَجَعَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَسْتَحْيِى مِنْهُمْ أَنْ يَقُولَ لَهُمْ شَيْئًا فَخَرَجَ وَتَرَكَهُمْ فِى الْبَيْتِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "ياأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَدْخُلُوا بُيُوتَ النَّبِىِّ إِلاَّ أَنْ يُؤْذَنَ لَكُمْ إِلَى طَعَامٍ غَيْرَ نَاظِرِينَ إِنَاهُ" "قَالَ قَتَادَةُ غَيْرَ مُتَحَيِّنِينَ طَعَامًا وَلَكِنْ إِذَا دُعِيتُمْ فَادْخُلُوا حَتَّى بَلَغَ "ذَلِكُمْ أَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ"
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî), ona Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid el-Ezdî), ona Ebu Osman (Ca'd b. Dinar el-Yeşkürî), ona da Enes b. Malik (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), Zeyneb'le (bt. Cahş) evlenince Ümmü Süleym taştan mamul bir kap içerisinde hurma, süzme peynir ve yağla yapılan bir yemek getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Enes'e; "git, Müslümanlardan karşılaştıklarını (düğün yemeğime) davet et" dedi. Ben de karşılaştığım kişileri davet ettim. Davetliler Hz. Peygamber'in huzuruna girmeye ve yemek yiyip çıkmaya başladılar. Hz. Peygamber (sav) elini yemeğin üzerine koydu, dua etti. Duada Allah ne murat ettiyse onları söyledi. Karşılaştığım herkesi davet etmiştim. Davetlilerin hepsi de doyuncaya kadar yediler. Ardından çıkıp gittiler. Ancak bir grup kalmaya devam ederek Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda sohbeti uzattı. Hz. Peygamber (sav), kendilerine bir şey demekten çekindi. O nedenle onları evde bırakarak dışarı çıktı. Bunun üzerine Allah (ac); "ey iman edenler! Peygamberin evine size yemek için izin verilmediği vakit asla girmeyin, fakat çağrıldığınızda -erkenden gidip yemeğe hazırlanmasını beklemeksizin- girin, yemeğinizi yiyince hemen dağılın, söze dalıp oturmayın; bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez" (Ahzab, 33/53) ayetini indirdi.
Katade, ayette geçen ‘غَيْرَ نَظِرِينَ إِنَاهُ’ ifadesi ile ilgili olarak yemeğin vaktini kollayarak öncesinden gitmeyin. Davet edildiğiniz vakit de gidin açıklamasını yapmış ve ayeti, "bu sayede sizin gönülleriniz de onların gönülleri de daha temiz kalır" kısmına kadar okumuştur.
Açıklama:
‘Ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin. Fakat davet edildiğiniz zaman (elbette) girin. Yemeği yiyince de dağılın; konuşma arzusuyla sohbete dalmayın. Kuşkusuz böyle yapmanız Peygamber’e sıkıntı vermekte ancak o, bunun söyleme konusunda sizden utanmaktadır. Oysa Allah hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de onların gönülleri de daha temiz kalır. Bundan sonra ne Allah'ın Rasulünü üzmeniz ve ne de O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük bir günahtır.’ (Ahzab, 33/53)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nikah 3508, /574
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Osman Ca'd b. Dinar el-Yeşkurî (Ca'd b. Dinar)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Adab, Davet, davete icabet etmek gerek
Adab, izin isteme adabı
Evlilik, düğün yemeği, velime
Kur'an, Nüzul sebebleri
Misafirlik, kalma müddeti
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri